Bulutların Üstünde

{ad astra per aspera}

More About Me...

Lorem ipsum dolor sit amet, nisl elit viverra sollicitudin phasellus eros, vitae a mollis. Congue sociis amet, fermentum lacinia sed, orci auctor in vitae amet enim. Ridiculus nullam proin vehicula nulla euismod id. Ac est facilisis eget, ligula lacinia, vitae sed lorem nunc. Orci at nulla risus ullamcorper arcu. Nunc integer ornare massa diam sollicitudin.

Another Tit-Bit...

Lorem ipsum dolor sit amet, nisl elit viverra sollicitudin phasellus eros, vitae a mollis. Congue sociis amet, fermentum lacinia sed, orci auctor in vitae amet enim. Ridiculus nullam proin vehicula nulla euismod id. Ac est facilisis eget, ligula lacinia, vitae sed lorem nunc.

Sokak Lambaları, Kediler ve Ben…

Bugün… İlginç bir gün… Neresi ilginç diye sorarsanız da bilemem… O kadarda karışık… Bu ilginçlik okul çıkışı dershaneye giderken belirdi… Herkesin tuhaf bakışları üzerimdeydi… Yılbaşında sınıf çekilişi olur ya… İlk başta çektik… “Melike” adında bir kız çıktı… Bu sefer aralardaki mızıkçılar biz katılmayacağız dediler… İkinci kez çekiliş yaptık tekrardan “Melike” çıktımazmı… Sordum oda bana çıkmış… Dershane sınavında Kendi sınıfımda 4. oldum kız 5. olmaz mı? Etüde oturduğum sırada “Melike” yazmaz mı ? Bu kızdan bir kurtulamadım… Neyse tabii, “ooo Kutay vay melike filan” diceksiniz… Yok öle bişi gerçekten. İnanmayacaksınız ama gidin kendisine sorun :) Neyse ikinci çekilişi de saymadılar, üçüncü çekiliş olduk hocalarda katıldı bu sefer ben “Birsel” hocama çıkmışım sağ olsun onun mavili beyazlı atkısını boynuma takmıştım… [Yazının başını unuttuysanız, geri dönüp okuyun… :)]

Neyse dershaneye doğru yol alıyorum… Düşünecek bir sevgili bulamazken ayaklarımın “kordinasyon uyumu” adını verdiğim kendi kavramımı gerçekleştiriyorum… Dershanenin kapısından girdim… Rehber hocamız “Ne haber Nasılsın” dedi ve bodruma indi… “Hocam, Cevap” nafile:)

Neyse bu günkü sınavdan hiç bahsetmeyeyim… Çıkışta hava karanlıktı “06:45” sularında dershaneden adeta fırladım diyebilirim… Adeta “Hayatın ayazlı ve puslu yüzü yağmurla birleşip güzüme bir haykırış gibi vuruyordu… Dershanenin karşısında yanan sokak lambaları bile aydınlatamıyordu yolumu…” Yanımdan benim kadar masum ve yalnız kediler gözlerimin içine baka baka geçiyorlardı sinsi sinsi… Ben ise yağmurun çisilitisine ramen yoluma devam ediyordum… Umutsuzca… Hissizce Yalnızca… Neyseki evin yakınlarına varabildim… Yanımda beni neşelendirmeye çalışan iki arkadaşım vardı… Biri “Osman” biri “Hakkı” Osman’ın evi uzak o karanlığa karıştı yarı yolda… Ben “Hakkı’yla” eve doğru yürüdüm… Sonunda sadece 1 sokak lambası yanan dar ve kısa bir sokakta yollarımız kesişti… Ben bekledim ve ucu görünmeyen sokakta oda kaybolup gitti… Bende tekleyen ve benim kadar üşümüş, ve yalnız sokak lambaları bana eşlik etti… İçimden düşündüm… “Keşke kendimi fotoğraflayabilsem… Melekler yalnızlığımı anlarlar mı? Yada hiç olmasa sokak lambalarının ve o kedilerin miyavlama sesleri ne zaman susucak… Benim içimdeki haykırışlar gibi…”



2 yorum:

  1. karadut dedi ki...
     

    "Düşünecek bir sevgili bulamazken" bazen sana o kadar aci cektirirler ki hayatina hic girmemis olmalarini dilersin... unutma bu lafimi ;)

  2. Kutay dedi ki...
     

    evet aslında güzel bir söz... Teşekürler...

Yorum Gönder